Marmara Üniversitesi Kent Sorunları ve Yerel Yönetimler Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Yönetişim Birimi tarafından 22-23 Kasım 2017 tarihinde çeşitli alanlardan akademisyenlerin, uzmanların, belediye ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla “Mahalle Odaklı Katılım Çalıştayı” düzenledi. Çalıştayın ilk günü olan 22 Kasım tarihinde moderatörlüğünü Yrd. Doç. Dr. Yasemin Çakırer Özservet’in yaptığı ve konuşmacı olarak Prof. Dr. Uğur Ömürgönülşen, Prof. Dr. Hüseyin Gül ve İnan İzci’nin katıldığı panelde “Mahalle Odaklı Katılım Nasıl Olmalıdır?” sorusunun cevabı arandı.
“Halkın muhtarlara olan bakış açısı değişti”
Mekansal ve yönetsel anlamda en küçük birim olan mahallenin önemi üzerine durulduğu panelde ve “Mahalle odaklı katılım nasıl olmalıdır?” sorusu, tüm taraflarca eşit düzeyde tartışıldı. Mahallenin, en küçük yerleşim birimi olduğuna ve Türk Kamu Yönetiminde yönetsel açıdan kılcal damarlarını oluşturduğuna vurgu yapılan panelde, mahalle ve katılım kavramları üzerinde duruldu.
Ayrıca “Türkiye’de muhtarlık ve mahalle: mahalle muhtarlığının dönüşümü ve yeni muhtarlık algısı” başlıklı sunum çerçevesinde geçmişten günümüze yapılan kanuni değişikliklerle hem mahallenin hem de mahalle muhtarlığının değişim süreçleri ele alındığı panelde Kent Konseyleri’nin çatısı altında yer alan alt meclislerin aktif hale getirilmesi ve yeni mahalle meclislerinin oluşturulması gerektiği belirtildi. Ek olarak iktisadi kalkınma kaygısının katılım kültürünün önüne geçebileceği hususu da panelde tartışılan bir başka başlık oldu.
Dünyadaki Mahalleler Karşılaştırıldı
23 Kasım tarihinde akademisyenlerin, uzmanların, belediye ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımlarıyla beraber panelin 2. Günü gerçekleştirildi. Odak grup görüşmeleri şeklinde gerçekleştirilen ikinci günde “Mahalle ölçeğinde katılımın öncüleri kimler olabilir?”, “Katılımda yerel yönetimin ve sivil toplum örgütlerinin rolü”, “Mahallede mekansal aidiyeti artırmanın yolları” ve “Mahalle odaklı katılımda yerel halk ve dezavantajlı gruplar” gibi başlıkların ele alındı.
Katılımın öncülerini belirlemeden önce mevcut mahallenin sınırlarının ve nüfusunun belirli bir ölçeğe oturtulması gerektiği tartışılan görüşmede, tartışma sonrasında katılımın öncüleri olarak kadınların, çocukların, emeklilerin, yaşlıların, göçmenlerin, engelli vatandaşların ve mahalle muhtarının ön planda olması gerektiği vurgulandı. Katılımda yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin rolü ele alındığında ise ABD ve Japonya’daki örneklerden hareketle yaşlıları, çocukları ve üniversite öğrencilerini bir araya getiren ‘gündüz bakım evleri’ gibi platformlar oluşturularak yerel yönetimlere katılım mekanlarının oluşturulabileceği belirtildi.
Mahalledeki aidiyetin arttırılma yollarıyla ilgili olarak mahalle ölçeğinin en uygun seviyede olmasına ve bu çerçevede hizmetlerin en yakından temin edilmesi gerektiğine değinilirken, buna ek olarak aidiyetin sadece mekansal sınırlarla ilişkili olmadığı, buna ek olarak geleneksel toplumsal yaşam biçimi ağını oluşturan cemaat ilişkilerinin de etkili olduğu dile getirildi.
Oturumu son bölümünde ise katılımda dezavantajlı gruplar olarak yaşlıların, göçmenlerin, engellilerin kentsel yaşama entegrasyonu açısından yerel yönetimlerin ve sivil toplum örgütlerinin katılım kanalları oluşturmaları gerektiği ifade edildi.