CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da tarih yazacağına inandıklarını söyledi. İmamoğlu ise sorunların tepesine ulaşım ve trafiği koydu. İmamoğlu; “Kente Özen, insana saygı, demokratik katılım ve ortak akıl’ yaklaşımıyla kenti yöneteceklerini ifade etti.
CHP İstanbul İl Başkanlığı bugün Haliç Konrge Merkezi’nde İBB Adayı Ekrem İmamoğlu için geniş katılımlı bir toplantı düzenledi. Toplantıya başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile, partinin Genel Başkan Yardımcıları, Milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri, Belediye Başkanları, Başkan Adayları ve çok kalabalık bir partili topluluğu katıldı.
Kılıçdaroğlu: Ekrem İmamoğlu'na güveniyor ve inanıyoruz
Saygı duruşu ve İsiklal Marşı’nın okunmasının ardından İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bir açık konuşması yaptı. Kaftancıoğlu’nun ardından Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye geldi.
Kılıçdaroğlu özetle şöyle konuştu:
İstanbul sıradan bir kent değil. İstanbul'u yönetmek sıradan bir yönetim değildir. İstanbul'u yönetmek için bilgi, deneyim, irade lazım. Üçü kimde var Ekrem İmamoğlu'nda var.
Bizim bu kararımız sıradan bir karar değildir, çünkü biz İstanbul'un ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir metropoldür.Pek çok devletten daha büyük bir insan kitlesini kucaklayan bir kent İstanbul. O nedenle İstanbul'u yönetmek deneyim, bilgi, birikim ister. Aday adaylarımızın tamamı çok değerli isimler. Hepsi çalışıyor, hepsine çok teşekkür ediyorum.
Fatih İstanbul'u aldığında Haliç'te koyun otlatmayı doğaya zarar verilmesin diye yasaklatmıştır. İstanbul'u alan kahraman İstanbul'un ne olduğunu iyi biliyordu. O'nun ruhuyla yönetmek gerekir.
İstanbul üniversitelerin, sanatın, medyanın merkezidir. Kültürün ve sanatın da merkezidir.
Yönetenlerin biz sana ihanet ettik itirafında bulunduğu bir İstanbul. Bunu yapan İstanbul'un ruhudur. İstanbul korunması gereken bir kenttir.
İstanbul Türkiye'nin dinamosu olan bir kenttir. Pek çok ülkeden büyüktür. Ekonominin can damarıdır. İstanbul'u yönetmek için bilgiye, birikime ve deneyime ihtiyaç var.
Çalışanların gününün büyük çoğunluğunu trafikte geçirdiği bir kenttir İstanbul. İnsanlar hayatlarının önemli bir kısmını yollarda değil, işlerinde geçirmelidir. İstanbul aynı zamanda tarihi doğası yağmalanan bir kenttir. Bunu düzeltmek zorundayız. Bu tarihi bir görevdir. Bunu üstlenen kişinin büylük sorumluğulu var.
İstanbul'u alan Fatih, İstanbul'u beton kent yapın diye almadı
13 Kasım 1918 Gazi Mustafa Kemal Haydarpaşa Limanı'na gelir, Sarayburnu'na gider. Ve bakar ki İstanbul'u işgal eden ülkelerin gemileri Dolmabahçe'ye konuşlanmış. Ve Gazi Mustafa Kemal, "Geldikleri gibi gidecekler"i İstanbul'da söylemişitir.
Ekrem İmamoğlu yapabilir mi? İmamoğlu Beylikdüzü'nün tepesine kırlangıç oturtan, yedi rengi getiren başkanımız. Ekrem İmamoğlu bütün bunları başaracak bir arkadaşımız.
Peki bütçe var mı var? Eğer kul hakkı yemezseniz, İstanbul'un sermayesi vardır, İstanbul'un gücü vardır. Dolayısıyla bunu Ekrem İmamoğlu büyük bir yetkinlikle bunu yerine getirecektir. Üreten ve istihdam yaratan bir belediyecilik.
Sayın Ekrem İmamoğlu size inanıyoruz ve size güveniyoruz. Çok kısa sürede, 5 yıl içinde İstanbul'da bir tarih yazacağına eminim. Bütün İstanbul'un "İşte benim belediye başkanım" diyeceğine eminim.
İşte CHP'nin İBB Adayı Ekrem İmamoğlu
CHP’nin İBB Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ise uzun bir konuşma yaparak, hayallerini, vaatlerini, yönetim anlayışını anlattı. İmamoğlu, Ulaşım, trafik ve yoksulluğu projelerinin en tepesine yerleştirdi. “Kente özen, insana saygı, demokratik katılım ve ortak akıl’ ise İmamoğlu’nun yönetim felsefesinin temelini oluşturan yaklaşımlar olacak.
İmamoğlu'nun konuşmasından dikkat çeken bölümler şöyle:
Değerli İstanbullular, kıymetli hemşerilerim,
Bundan tam 94 gün sonra oy kabinine girecek, perdeyi çekecek ve İstanbul’un birsonraki büyükşehir belediye başkanını seçme şansına sahip olacaksınız. O günkendinize üç basit soru soracaksınız:
Bu şehri gerçekten kim daha iyi yönetebilir?
Bu şehir daha iyi nasıl yönetilir?
Bu şehir nereden yönetilsin?
Sevgili İstanbullular,
İşte bundan tam 94 gün sonra yapılacak olan yerel seçimlerin ana eksenini
belirleyecek olan sorular bunlardır. Bu üç basit soruya sizlerin vereceği cevap,
sadece kendinizin değil; çocuklarınızın, büyüklerinizin, akrabalarınızın,
arkadaşlarınızın, meslektaşlarınızın ve şehirde yaşayan tanıyıp tanımadığınız
herkesin kaderini belirleyecek.
Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım. Çünkü, bu kentin geleceğiiçin değişim zamanının geldiğini ben de herkes gibi görüyorum. İstanbul için yeni birsayfa açmanın zamanının geldiğini de biliyorum.
Bu muhteşem kentte hayat, epeyce bir süredir akıl, sağduyu ve uzlaşmayı reddedenbir yönetim anlayışıyla tam bir kaosa çevrildi. Bu kent, içinde yaşayanların hayatkalitesini mahveden bir kabusa dönüştürüldü.
Doğası tahrip edildi. Kaynakları hoyratça yağmalandı. İnsanları kapalı mekanlarahapsedildi. Ayrıştırıldı, kutuplaştırıldı.
İstanbul böyle devam edemez. Böyle yönetilemez. İstanbul bu yolla bir dünya kenti
21. yüzyıl yerel yönetim anlayışını şehrimizle buluşturmak istiyoruz.
İstanbul'un toplumsal ve kültürel çeşitliliğini, rengarenk canlılığını koruyup
geliştirmeye özen gösteren, herkese hoşgörüyle yaklaşan, birlikte tartışan, birliktekarar alan, birlikte yöneten bir anlayış vaat ediyoruz.
Ben, İstanbul'u, İstanbullularla birlikte, İstanbul'dan yönetmenin sözünü veriyorum.
İstanbul'u "Bu şehir hepimizindir." anlayışıyla yönetmenin sözünü veriyorum.
Şeffaflığa, halka hesap verme prensibine, vicdana ve adalete dayalı bir yönetim
anlayışı vaat ediyorum.
İstanbullulara, yaptığı işi özenle yapan, herkesin hakkına saygıyla yaklaşan,
sorumluluklarını bilen, kibirden arınmış, güler yüzlü, liyakat sahibi ve dinamik biryönetim kadrosu vaat ediyorum.
Hangi partiden olursa olsun, İlçe Belediye Başkanlarının hepsiyle düzenli olarak,masada bir araya geleceğiz.
Beraber sorunları tartışıp, beraber çözümler üretmeyi, artık İstanbul'u,
İstanbullularla birlikte, İstanbul'dan yönetme iradesini göstereceğiz.
Bu kent yerel demokraside dünyaya örnek olacak.
Demokratik katılım sayesinde şehrin yaratıcı kapasitesini ziyan etmemeyi,
farklılıkları bir zenginlik ve fırsat olarak gören bir anlayışı, bu ülkeye ve dünyayagöstermeyi vadediyorum.
Mahalle meclisleri kurmayı, 961 mahalle muhtarını işin içine katmayı, yerel
demokrasiyi ve demokratik katılımcılığı desteklemeyi vaat ediyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak projeler kadar demokratik süreçleresahip çıkmanın da başarmanın ve barış içinde huzurla yaşamanın olmazsa olmazıolduğuna inanıyorum.
Başkanın kişisel başarısından, çok İstanbul’un sürdürülebilir başarısının buradangeçtiğine inanıyorum.
Böyle bir kent, dünya üzerinde yaşayan herkesin merakla görmek, tatmak, içindeolmak, yaşamak, hatta yerleşmek ve çalışmak isteyeceği bir kent olacaktır. İstanbulböylece dünyanın merkezi olacaktır.
• Neden sürdürülebilirlik ve inovasyon diyoruz?
İstanbul gibi büyük kentlerin rekabetçi olmadan hayatta kalabilmesi mümkün
değildir.
O yüzden yeni ekonomi ve özellikle de katma değerli alanlar bizim önceliğimiz
olacak.
Büyükşehir Belediyesi olarak sürdürülebilir kalkınma için, inovasyon için, teknolojişirketlerini cezbetmek için yatırım ofisleri kuracağız.
Teknoloji ve inovasyon alanlarında istihdam yaratılmasına pozitif ayrımcılık
yapacağız. Bunun dünyada modelleri ve çok başarılı örnekleri var.
Bu amaçla, Küresel İstanbul Akademisi ve İstanbul Kent Enstitüleri gibi kurumlar-kuracağız. İnovatif sektörlerde insan kaynağı yetiştirmenin ve girişimciliğindestekçisi ve öncüsü olacağız.
• Neden yaşam kalitesi diyoruz?
İnsanlarımıza yerinde ve erişilebilir hizmetler üreteceğiz.
İnsanlarımızı mutlu etmek en temel önceliğimiz olacak.
Sağlık, eğitim, sosyal yardım, kültür ve sanat hizmetlerini kentin çeşitli
merkezlerine dağıtacağız. Herkes bu hizmetlere kolayca; adil bir şekilde
erişebilecek. Kentin merkezindeki standartları şehrin her yerine yayacağız.
Yöneticilerin gündelik sorunları çözerek yaşam kalitesini yükseltmek yerine, öncelikli ve acil olmayan büyük projelere kaynak harcamaları bugünün kaosunun ana nedenidir.
İnsanları çok büyük mesafelerde yolculuk yapmaya mahkûm ediyorsunuz. Trafikkaosu bu kentin kaderi değildir, olamaz.
Benim hemşerilerim, gündelik hayatının ortalama iki saatini yollarda tüketiyor.
Trafiği çözeceğiz. Ortak akılla, azimle, bilimle, öncelikle, kararlılıkla çözeceğiz.
Bir zamanlar çok önemli proje gibi görünen vaatlerin, zaman içinde çok büyük
sorunlara dönüşmesinin, yeni problemlere kapı aralamasının altında yatan en
önemli unsur katılımcılık eksikliğidir, şeffaflık eksikliğidir.
Benim İstanbul hayalim, insanların mutlu ve özgür olduğu bir İstanbul.
Bütün dünyanın gıpta ile baktığı bir İstanbul hayali.
Yaşam kalitesinin yükseldiği, işsizliğin kalmadığı bir İstanbul hayali.
İstanbul’un 39 ilçesinin de aynı standartta olduğu bir İstanbul hayali.
Ben, dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul’umuzda, kadınların,
çocukların, engellilerin ve her kesimden İstanbullunun kendini özgür, mutlu ve
huzurlu hissettiği, seslerinin dinlendiği bir yönetim vaat ediyorum.
Çevrenin ranta kurban edilmediği, demokrasi ve özgürlüklerin güvenliğe kurbanedilmediği bir yönetim anlayışı vaat ediyorum.
Akla, bilime, sanata, teknolojiye ve eğitime öncelik veren bir yönetim anlayışı vaatediyorum.
Bu kentte yaşayan her bir ferdin hak ve özgürlüklerinin güvencesi olmayı temel ilkekabul eden bir belediyecilik vaat ediyorum.
Ben, kimsesizlerin kimsesi olabilen, yoksula, fakire sahip çıkan, mazlumların dostubir sosyal belediyecilik vaat ediyorum.
Çoğulculuğu ve katılımcılığı kent anayasasının temel taşı kabul eden, yapboz
anlayışıyla değil, uzun vadeli makro planlarla hareket eden bir yönetim anlayışıvaat ediyorum.
Benim hayalimdeki İstanbul, ulaşılabilen bir İstanbul.
Yürünebilen, koşulabilen, nefes alınabilen, bisikletle gezilebilen, modern, çevre
dostu, engelli dostu bir İstanbul.
Benim hayalimdeki İstanbul, kentte yaşayan herkese mutlak fırsat eşitliği
sağlayabilen bir İstanbul.
Benim hayalimdeki İstanbul, sadece insanlara değil, sokak hayvanlarına ve doğalyaşama da özen gösteren bir İstanbul.
Benim hayalimdeki İstanbul, küresel bir marka kent. Dünya için bir turizm ve ticaret merkezi.
Benim hayalimdeki İstanbul girişimci dostu, güvenli yatırım ortamına sahip birİstanbul.
Benim hayalimdeki İstanbul yaratıcılığın ve inovasyonun adresi olabilen bir İstanbul.
Ben İstanbul’un adayıyım. İstanbulluların adayıyım. Tüm hemşerilerimin adayıyım.
Biz kazandığımız zaman İstanbul kazanmış olacak. İstanbul’un iradesi kazanmışolacak. Biz kazandığımız zaman yerel irade, yerel demokrasi, ortak akıl ve katılımcıdemokrasi kazanmış olacak.
Bu yolculuğun nihai kazananı sizler olacaksınız; İstanbul İttifakı olacak.
Gençler… Umudum sizlersiniz. Sizleri yanımda istiyorum. Bu yolculukta el ele kolkola vereceğiz ve siz kazanacaksınız. Bugünden itibaren kampanyama destek vermenizi istiyorum. Duymayana duyurun. İnanmayanı inandırın. Umudu vegeleceği hep birlikte inşa edelim.
Kadınlar… İstanbul tam anlamıyla kadın dostu bir kent olacak. Kadınların
yönetimde eşit temsil edilmeleri destekleyecek. İstanbul kadınlar için güvenli halegelecek. Siz olmadan kazanmamız imkânsız. Bu yolculuğun onunda asıl kazanan sizolacaksınız. Ben kadınların emeğine, inancına ve değiştirici gücüne çok inanıyorum.
Sizinle kazanacağız.
Ve tüm İstanbullular… Kimseyi ayırmayan, herkesin sesine kulak veren, ortak akılla
herkesin ortak menfaatine çözümler üreten ve kesinlikle sizlere değer veren,emanetinize ve kaynaklarınıza sahip çıkan, israfa son veren bir yönetim inşaedeceğiz. Allah yardımcımız olsun.
Bu şehirde ortak yaşamı yeniden hayata geçirmeye sözüm var.
Seçen kadar seçmeyenin de yönettiği bir İstanbul için sözüm var.
Çok ama çok çalışacağız. Kazanacağız ve hep birlikte tarih yazacağız.olamaz. İstanbul bu yolla asla mutlu olamaz.
İstanbul’un ekonomisini büyütmek, iş olanakları yaratmak ve gençlerin yenidenumudu haline getirmek için adayım. İstanbul’u yaşanılır bir çevreye kavuşturmak,dünyanın yetenekli insanlarını ve kalıcı yatırımları çekecek bir cazibe merkeziyapmak için adayım.
Ben, cesaretimi bu kentin insanlarından alıyorum. O insanların, iyiye, güzele
duyduğu ihtiyaçtan alıyorum. Başarıyı görünce verdiği sonsuz destekten alıyorum.
Ben bu şehrin insanlarına, siz değerli İstanbullulara inanıyorum. Sizlere, gençlere, kadınlara, emekçilere, esnafa, iş insanlarına, her yaştan, her kökenden, her hayattarzından hemşerilerime; en çok da bu şehrin o güzel çocuklarına inanıyorum…
Sandık başına gitmekten vazgeçmiş, ne yapsam olmuyor diyen, umutsuzluğa
kapılmış tüm hemşerilerime buradan seslenmek istiyorum. Yok öyle şey! Birlikte çalışacağız ve birlikte kazanacağız. Zafer hepimizin olacak, başaracağız.
Ben İstanbul gibi devasa bir kenti yönetmeye talipsem, hem de "İstanbul'u
herkesten daha iyi ben yönetirim." diye iddiamı yüreklice ortaya koyuyorsam,
bunun nedeni benim etrafımda kendiliğinden oluşan ve her geçen gün çığ gibi
büyümekte olan büyük İstanbul İttifakıdır... Her siyasi görüşten insanın bir arayageldiği İstanbul İttifakıdır.
İşte tüm bu insanların bana ve yaptıklarıma değer vermelerinden, sonsuz
desteklerinden geliyor bu cesaretim… Annemden, babamdan, eşimden,
çocuklarımdan, akrabalarımdan, çocukluk arkadaşlarımdan, siz dava
arkadaşlarımdan, yol arkadaşlarımdan geliyor bu cesaret…
Değerli İstanbullular,
Ben, bu kentin ömrü yollarda geçen çileli insanları, 5 yıl sonra karşıma çıksınlar ve
"Trafikte sayende insan olduğumu hissettim." desinler diye adayım.
Bu kentin sahipsizleri, işsizleri, düşük gelirlileri, esnafları, gençleri, kadınları,
erkekleri, çocukları, emeklileri 5 yıl sonra karşıma çıksınlar ve "Belediyemden hizmetalırken, kreşe çocuğumuzu verirken, haklarımızı kullanırken insan olduğumuzu hissettik. Allah senden razı olsun." desinler diye adayım.
Ben bunu İstanbul’un en güzel ilçelerinden birinde başardım. Sadece 5 yılda,
insanların bunu dediğine binlerce kez şahit oldum.
İşte ben bunu tüm İstanbul’da yine başarmak için adayım. Benim için bundan büyükbir mutluluk, bundan büyük bir onur yok... Benim için halka hizmet etmek, Hakka hizmet etmek demek, hatta ibadet demek…
Peki bunu nasıl başaracağım? Planlarım projelerim, vaatlerim neler?
Yine böyle bir araya geleceğiz ve sizlere kapsamlı projelerimi ve o projeleri nasılyapacağımı tek tek detaylarıyla anlatacağım.
İstanbul'la ilgili 5 büyük hedefimi, plan ve projelerimi uzun uzun sizlere
anlatacağım.
Evet, 5 büyük somut hedefim var:
1. İstanbul'un ulaşım ve trafik sorununu çözmek.
2. İstanbul'daki kent yoksulluğu ile mücadele etmek ve pahalı yaşamı ucuzlatmak.
3. İstanbul’da doğru kentsel planlama ile çevre, imar ve deprem sorunlarını çözmek.
4. İstanbul’un işsizlik sorununu çözmek, yeni ekonomi ve yaratıcı endüstriler için
İstanbul’u bir çekim merkezine dönüştürmek.
5. İstanbul’un yaşam kalitesini yükseltmek, kültür, sanat ve spor faaliyetlerini,
İstanbul’un tamamına yaymak.
Peki bunları nasıl yapacağım?
5 Temel yönetim anlayışıyla…
• Her şeyden önce bir Kent Anayasası’yla… Toplumsal uzlaşmayla yazacağımız yeni
bir mutabakat belgesiyle.
• Kente özen ve insana saygıyla.
• Demokratik katılım ve ortak akılla.
• Sürdürülebilirlik ve inovasyonla.
• Yaşam kalitesi önceliği ile.
Kıymetli konuklar, Sevgili İstanbul,
Belediyecilik, "İnsanı mutlu etme zanaatıdır.” Bu zanaatın erbabıysanız, her
ölçekteki kentlerde insanları mutlu etmeyi kesinlikle başarırsınız.
Şimdi size tek tek yönetim felsefemizi anlatacağım.
• Neden Kent Anayasası diyoruz?
İstanbul yolunu ve yörüngesini yitirdi. Hikayesini yitirdi.
İstanbul’un şu anda bir yol haritası yok. İstanbul nereye gittiğini bilmiyor.
Gecekonduların içinde gökdelenler yükseliyor.
Kenti bu hale getirenler bile pişman ve pişmanlıklarını dile getiriyorlar.
Kente ihanet ettik diyorlar.
Nüfusun nereye gideceğini kimse tahmin bile edemiyor. Oysa değerli dostlar, bizim 2050’de bile geçerli olabilecek bir vizyona ihtiyacımız var.
Bu yüzden Kent Anayasası diyoruz.
Kente ihanet edilmesin, uzun vadeli stratejik kararlar, ortak akılla ve mutabakatla alınsın istiyoruz.
Dediğim dedik olunmasın, kentin ortak iradesi her şeyin üstünde olsun istiyoruz.
İstanbul’un 2050 hedefini bilelim, 2050 yılına çocuklarımızı, gençlerimizi
hazırlayalım.
İşte bu yüzden İstanbul, Ankara’dan yönetilemez diyorum.