Sen önce yasa çıkar, küçük yaşta evlikler önüne geçmek için…
Sonra da tecavüzcü mağdur oluyor diye af yasası çıkar…
Geldiğimiz nokta bu.
……
Ayşegül Terzi, bir hayvanın saldırısına uğradı
Giydiği kıyafet yüzünden tekme tokat,
Belediye otobüsünde bir psikopat tarafından dövüldü
Geldiğimiz nokta bu.
………..
Kadınlar, her zaman şiddetin ve haksızlığın odağındalar
Toplumda örgütlendiği zaman
Sesini duyurabildiği zaman
Güç olabiliyorlar haksızlığa, saldırıya ve tacize karşı…
Eğitim kesinlikle şart
Eğitim düzeyi düşük yerlerde
Şiddetin kol gezmediği ev yok gibi…
Kadın ya evinde kocasından şiddet görüyor
Ya da sokakta hiç tanımadığı birilerinin tacizine, tecavüzüne, şiddetin maruz kalıyor
Hadi bunları anlayabiliyoruz…
Cehaletten ve sefaletten kaynakladığını
İşin biraz detayına girdiğinizde görebiliyoruz.
……
Ancak asıl sorun devletin bu hataya düşmesi…
Okumaları, iyi bir eğitim almaları gereken kız çocuklarının
Erken yaşta hiç istemediği evliliklere zorlanmaları
Ancak ve ancak devlet gücüyle sona erdirilir.
Bu konu ile ilgili yasayı çıkartıyorsun
Yasaya aykırı davrananlar oluyor
Hala küçük yaşta evliliklere aileler azaltacağına çoğaltıyor
Ve 3 bin küsur vatandaş bundan mağdur oluyor diye
Af yasası çıkartırsanız, kusura bakmayın da
Bunun adı tecavüzcüye af olur…
****************
Yılmaz Özdil’i yazı yazacağına pişman eder
Hazır kız çocuklarına, kadınlara yapılan haksızlıklara girmişken şu hakkımda karalama kampanyası başlatan bizim şu becerikli, maharetli hatun gastecilerden bahsetmeden edemeyeceğim. Herkes gider Mersin’e bu kadınlar gider tersine… Bu kadınlara, Allah akıl fikir versin… Ya da kendi başlarına geldiklerinde, evlatları varsa evlatlarının başına, annesinin, kız kardeşlerinin velhasıl toplumda her zaman saldırı ve kadına karşı yapılan haksızlık sevdiklerinin başına geldiğinde durumun vahametini ancak algılayabileceklerdir. Şu ortamda, vicdanları taş kesmiş, gözleri kör olmuş varlıkların bunları anlayabilmeleri beklenmez…
Sonradan gasteci olma zatı muhteremler, bildiğiniz gibi Esenyurt Belediye Başkan Basın Danışmanı zatın şahsıma karşı söylediği çirkin laflardan sonra gerekli eleştirilerimi yazdım ve hakkımı aramaya başladım. Bir kamu kuruluşunda çalışan ve o kurumun ve belediye başkanını adeta vitrini konumundaki şahıs, iş ile ilgili görüşmelerimde haddini aşan cümleler kullandı ve kendisi ile yargı önünde hesaplaşıyoruz.
Bu gasteciler ise hangi mantık ile ki neden yaptıkları apaçık ortadadır, Ayşegül Terzi’yi tekme tokat döven sapığa veryansın ediyor ya kadınlar, tüm sivil toplum örgütleri, kadın dernekleri, bizim bu aklı evvel kadınlar da tam tersi kadına zarar veren erkekten yana tavırlarını sergiliyorlar…
Olay unutulur gider… Ama tarih raflarında yerini aldı bu Cemil Hoca deklarasyoncuları. Tarihte hiçbir kadın hele gasteci hem cinsini yargılamadı, yargılamaz da… Kadın çıkmış elinde belgesi var, avaz avaz bağırıyor, becerikli kadınlar da niye hakkını arıyorsun? Dur bi hele seni biz susturmasını iyi biliriz diyerek sözlü tacize uğradığını iddia eden kadına iftira attı yaftasını vuruyor… Rezaletin son perdesi, bir de gevrek gevrek poz veriyorlar sosyal medyada bu kadınlar, “Kadın her türlü saldırıya müstahaktır, şiddete, haksızlığa uğrayan her bir kadının sesini biz böyle keseriz” der gibi…
Hele aralarında bir tanesi var ki elifi görse mertek zanneder; ben söylemiyorum yakınındaki insanlardan çok duydum. Edindiğim bilgilere göre ilkokul mezunu, manikürcülük yapıyormuş gasteciliğe soyunmadan önce… Sosyal medyasına bakın hakkımda ne yazmış; ““Adını deliye, kıçını çalıya koymuş! Ar damarı çatlamış! Utanması kalmamış! Gazetesini düzenli çıkaramadığı için ilanı durdurulmuş. Buna kızmış, kendince algı operasyonu yapan. Ver kurtul diye diye... Bizleri, bayan gazetecileri de zan altında bırakan, arsızlığın dibine vurmuş. Edepten yoksun, sarı basın kartı sahibi. İletişim fakültesi mezunu. Gittiği yerlerde meslektaşlarını karalayan ve kendi algı operasyonu için meslektaşlarından destek dilenen zat, ar damarın çatlamış senin. Allah senin gibi iftiracılardan korusun bizi. Bu meslek arsızlık mesleği değil sana ilan vermeyenleri karalayıp, kötüleyip bir yere varamazsın. Aksine kendini de mesleği de ayaklar altına alırsın. Ben bunları yazarken utanıyorum. Lakin senin utanmazlığın yüzünden bizler utanır olduk. Pisliğinde boğulacaksın demeyeceğim de sana çünkü sende bağışıklık yapmış. Bu saatten sonra tek diyeceğimiz; Allah sahibine yardım etsin. Ölüsü olan bir gün delisi olan her gün ağlarmış!..”
Şimdi bu kadın mahkemeye cevap hakkında iki şey sunmuş, yazıyı bana yazmadığını ve eleştiri yaparken Yılmaz Özdil’i örnek aldığını. Bir; bu yazıyı bana yazmadıysa ben asla hiçbir kadına böyle bir yazı yazılmasını tasvip etmem iki; Yılmaz Özdil’i örnek alması…
Öğretmenler günü ile eğitim sorunu masaya yatırdığımız bu anlamlı günde bu kadına bir şey demiyorum… Ama Yılmaz Özdil, bu kadını kendisini örnek aldığını ve yazılarında kadınları hem de kedinin erişemediği ciğere murdar edasıyla yazdığı yazılarını görse kim bilir ne yapar? Yazı yazmaktan herhalde nefret ederdi.
*******************************************
"Kamuoyuna duyurulur" ise ancak böyle duyurulur!
Teşvik-i mesaileri taa 20 yıl öncesine dayanan, Anahaber Gazetesi sahibi Nebiha Bacıoğlu ile Esenyurt Belediyesi Basın Danışmanı Metin Karakoç arasında "Ver kurtul" krizi yaşandı ya....
Kim biliyordu bu olup bitenleri?
Birkaç gazeteci meslektaş, sosyal medyada ucundan kenarından mevzuyu takip eden, ancak içeriğini ve tarafları ömründe hiç tanımamış ve tanıma fırsatı olmayacak küçük bir grup, bir de Yurt Gazetesi'nin, her iki tarafın da görüşünü alarak haberleştirmesiyle göz ucuyla okuyup kafasından çoktan atan ahalinin bir kısmı...
*
Dolayısıyla...
*
Henüz ortalığa, Metinciler, Nebihacılar şeklinde ayrışarak çıkan iki grup filan da yoktu. İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği (İYGAD) bile, kucağında bulduğu bu denli önem arz eden meseleyi bir çırpıda taca atarak kendisini sıyırmış, ne şiş yansın ne kebap mantığıyla, olayın adli vaka olduğu kararıyla derin bir oh çekmişken...
*
Bugün...
*
Durumdan vazife çıkaran bir grup kadın gazeteci, Nebihacılar'a doksandan çakma niyetiyle, Metinciler olarak bir bildiri imzaladı, aman diyeyim ne olur ne olmaz belki sağır sultan duymaz kaygısıyla yerel basının posta kutusuna yollayarak işi guya sağlama aldı.
*
Noktasına, virgülüne dokunmadan aşağıda yayımladığım "bildiri" ve siparişen yazılarak gönderilen haber aynen şöyle...
*
Meslektaşları Bacıoğlu’nu Kınadı
Anahaber gazetesi imtiyaz sahibi Nebiha Bacıoğlu’nun Esenyurt Belediyesi basın danışmanı Metin Karakoç ile ilgili taciz iddiaları son günlerde sosyal medyada gündem konusu oldu. Bacıoğlu’nun günlerdir artık fenomen haline getirdiği “ ver kurtul” sloganı ile Karakoç hakkında kamuoyunda oluşturmaya çalıştığı yanlış algıya karşı hemcinsi meslektaşlarından tepki geldi.
Önceki gün Beylikdüzü Cemil Hoca Restauranta bir araya gelen yaklaşık 20 kadın gazeteci Nebiha Bacıoğlu’nun sosyal medyada kadın gazetecileri adeta zan altında bırakan söylemleri nedeniyle konuyu gündeme getirdiler. Toplantının tartışma konusu olan Nebiha Bacıoğlu toplantıya davetli olmasına rağmen katılmayarak hemcinsi meslektaşlarının tepkisini aldı. Yapılan toplantı sonrası Nebiha Bacıoğlu’nun başka bir meslektaşı hakkında kamuoyunda oluşturmaya çalıştığı “ TACİZCİ” yaftası nedeniyle kadın gazeteciler tarafından kınama yazısı yayınlandı. Yayınlanan yazıda şu söylemlere yer verildi;
KAMUOYUNA DUYURULUR;
“Kendisinin sarı basın kart sahibi olması ve 4 yıllık fakülte okuması gibi tarafımızdan asla kabul edilemez gerekçelerle meslektaşlarımız arasında ayrıcalık bekleyen ve bu anlamda belediye gibi kamu kurum ve kuruluşları tarafından ödenen abonelik ücretleri konusunda kendisine özel abonelik ücret tarifesi bekleyen Nebiha Bacıoğlu, maalesef gelinen noktada kendisiyle Esenyurt belediyesi arasında var olan abonelik sözleşmesinin sona erdirilmesinden dolayı, son derece çirkin asılsız beyanlarla Esenyurt Belediyesi basın bürosu sorumlusu Metin Karakoç’a karşı bir linç kampanyası başlatmış bulunmaktadır.
Nebiha Bacıoğlu’nun son derece çirkin asılsız itham ve idaalarla kamuoyunda yer almaya yönelik reklam kokan davranışlarına üzülerek şahitlik etmekteyiz. Hiç kuşku yok ki yaşanan son derece çirkin ithamlar Nebiha Bacıoğlu’na talep ettiği ücret tarifesinden belediye ile ilgili yeni abonelik ilişkisi kurdurtmayacaktır. Bilinmelidir ki; biz Yerel kadın gazeteciler olarak İstanbul Yerel Gazeteciler Derneğinin kurucularından ve 2 dönem başkanlığını üstlenmiş olan, bu meslekte her daim örnek teşkil eden ve mesleğimizin duayenlerinden Metin Karakoç üzerinden pirim yapmaya çalışan Nebiha Bacıoğlu’nu esefle kınıyoruz.
Yapılan işin kalitesiyle, habercilik anlayışıyla, meslek etiğiyle, gazetecilik mesleğimizi icra ederek ve kelimenin tam anlamıyla kadınlık onuruna yaraşır şekilde gündemde olmak dileğiyle”.
*
Şimdi bundan ahali ve biz ne anladı diye merak ediyorsan madde madde söyleyeyim.
*
Madde 1 : Nebiha, ilan alamayınca, Metin'e iftira attı.
Madde 2 : İmzacı bayan gazeteci arkadaşlarımızın ilan sorunu yok, onlar tıkır tıkır ilanlarını alıyor.
Madde 3 : Nebiha geçimsizin birisi.
Madde 4 : Nebiha sarı basın kartı sahibi ve aynı zamanda fakülte mezunu ama diğer bayan gazeteci arkadaşlarımız değil.
Madde 5 : Nebiha, sittin sene bir daha Esenyurt Belediyesi'nden ilan alamayacak.
Madde 6: Metin, duayen gazeteci ve tacizci değil.
*
Sonuç bildirgesi...
*
Kınayı getir aney, parmağı batır aney...
*
Ezcümle;
20 yıllık arkadaşlıkları olan Metin Karakoç ve Nebiha Bacıoğlu arasında cereyan eden, derinliği ve boyutları tamamen kendilerini bağlayan kişisel bir vakayı, kafalarına göre yorumlayan ve durumdan vazife çıkaran arkadaşların niyetleri, Nebiha Bacıoğlu ile birlikte Metin Karakoç'u da yemek değildiyse...Sınırlı bir çevrede, tartışmalı adalet anlayışla süregelen hassas bir mevzu, sağır sultanın bile duyabileceği şekilde kamuoyuna nasıl duyurulur diye soruyorsan, aynen böyle duyurulur işte...
Tacizci kelimesini kocaman TACİZCİ diye yazarsın, ardından da "Kamuoyuna duyurulur" başlığıyla artık ne yazarsan yaz gari...Yeminle, eğer Nebiha'nın niyeti Metin'e bir şey yaparak itibarsızlaştırma idiyse, bunu Nebiha ne kadar başardı bilemem ama Metin Karakoç'a destek vereceğiz diye durumdan vazife çıkararak guya bildiri yayımlayan bayan gazeteci arkadaşların şu tavırları, Nebiha Bacıoğlu'nun yaptığını da yapacağını da gölgede bıraktı desem tam da yeridir yani...
http://www.yerelkulisgazetesi.com/kamuoyuna-duyurulur-ise-ancak-boyle-duyurulur-makale,61.html
************************