Çorlu tren faciası mağdurlarının gönüllü avukatı Turan Hançerli, 2008 yılında işbaşında hayatını kaybeden maden mühendisi Barbaros Oksun’un ailesine 11 yıl sonra maaş bağlanmasını sağladı. Kendisini dezavantajlı grupların gönüllü hak savunucusu olarak tanımlayan Turan Hançerli, maden mühendisi Barbaros Oksun’un ölümü hakkında verilen “yapılan işle ilgisi yok” kararına itiraz etti. Hançerli, verdiği hukuk mücadelesi neticesinde Oksun’un ölümünün “iş kazası” olduğunu ispatladı ve eşi ile iki çocuğuna emekli maaşı bağlanmasını sağladı.
Turan Hançerli daha önce de benzer davalarda gönüllü olarak rol oynamış; 90 bine yakın engelli ve yaşlı vatandaşın yaşadığı icra mağduriyeti davasına karşı hukuk mücadelesi vermişti. Avcılar’da CHP Belediye Başkan Adayı olarak yerel seçimlere hazırlanan Hançerli, İstanbul’un tek engelli belediye başkan adayı. “Bugüne kadar engel tanımadım, bundan sonra da tanımayacağım” diyen Turan Hançerli, her zaman mağdurun yanında olacağını söyledi.
“DOĞRU VE HAKLI OLAN HER ZAMAN KAZANIR”
Maden mühendisi Barbaros Oksun ailesine 11 yıl sonra emekli maaşı bağlanmasını sağlayan Turan Hançerli, şu ifadeleri kullandı.
“Bu başarı benim değil! Bu başarı haklının, adaletin, azmin ve doğruya olan inancın başarısıdır. Doğru ve haklı olan bir gün mutlaka kazanır!” ifadeleriyle kararı değerlendirdi.
NE OLMUŞTU?
Burdur’da yaşayan Barbaros Oksun, 3 Nisan 2008’de işyerinde geçirdiği kalp krizi sonucunda kaldırıldığı hastanede öldü. Şirket yetkilisi Erol Çelik, o tarihte alınan ifadesinde, Oksun’un kendisini aradığını belirterek “Göğsünde hafif ağrı hissettiğini ancak ciddi olmadığını söyledi. Dışarıdan etki, çarpma veya müdahale olmamıştı. Ne olur ne olmaz diye sağlık ocağına götürdük. Şuuru yerinde ve yürüyebilir vaziyetteydi” dedi.
‘KAZA BİLDİRİMİ YAPILMADI’
Daha sonra Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesi’ne gittiklerini anlatan Çelik, Oksun’un kalp ve şeker rahatsızlıklarından ötürü öldüğünü söyledi. Kaza bildiriminde bulunulmadığını ifade eden Çelik, “Rahatsızlandığı gün iş yerinde olağanüstü bir durum yoktu. Kalp krizine sürükleyecek bir etken olmamıştır” dedi. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2013’te “kalp rahatsızlığının yapılan işle illiyet bağı olmadığı, iş kazası şeklinde değerlendirilemeyeceği” sonucuna vardı. Avukat Turan Hançerli karara itiraz etti. Dilekçede, Oksun’un uzun saatler ve ağır koşullarda çalışmaktan kriz geçirdiği ileri sürüldü. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2004 tarihli içtihat kararına göre bir sigortalının işyerinde çalışırken kalp krizi geçirmesinin iş kazası sayıldığı hatırlatıldı. SGK’nın iş yeri defterlerini, Oksun’un tedavi ve hastane kayıtlarını incelenmeden rapor hazırladığı iddia edildi. Bu nedenle Ankara 25’inci İş Mahkemesi’nde dava açıldı.
EŞE VE ÇOCUKLARA MAAŞ
Bilirkişi heyeti 17 Aralık 2018’de sunduğu raporda, Oksun’un kalp krizinin bünyesel faktörlerden kaynaklandığı belirtilerek “Yaptığı iş ve iş ortamının etkisi yoktur” denildi. Olayın mesai saatlerinde meydana geldiği vurgulanarak, iş kazası tanımı yapılırken “sigortalının işyerinde bulunduğu sırada” denilmesinin yeterli sayıldığı anlatıldı. Yargıtay içtihadının bu yönde olduğu belirtilerek Oksun’un ölümünün iş kazası olduğu savunuldu. Ankara 25’inci İş Mahkemesi, 14 Şubat’ta iş kazası kararı verdi. Avukat Hançerli, Oksun’un eşi ve iki çocuğunun emekli maaşı almaya hak kazandıklarını, dava açtıkları 2014’ten itibaren de geçmiş ücretleri alacaklarını kaydetti. Hançerli ayrıca, iş kazası yönünden de dava açacaklarını söyledi.
