Eski İçişleri Bakanı ve Meclis Başkan Vekili Meral Akşener, Büyükçekmece'de vatandaşlarla yaptığı referandum toplantısında biraya geldi. Büyükçekmece vatandaşlarının yoğun ilgi gösterdiği toplantıda Akşener, Başkanlık sistemini ve hükümetin Hollanda tutumunu sert dille eleştirdi
Hollanda ile yaşanan diplomatik krizin ardından yaptırım uygulanmadığına değinen Akşener, 2004'te AB sürecinde Papa ve Hollanda Başbakanı'nın önünde imzalar atıldığını hatırlatarak, "Hollanda Başbakanı'ndan hediye aldığınız altın kalem iade edildi mi? İlk yaptırım olarak buna da razıyız" dedi.
Cumhuriyet dönemine ilişkin zaman zaman eleştiriler olduğunu hatırlatan Akşener, ‘Madem Cumhuriyet döneminde pek bir şey yapılmadı. 15 yılda sattıklarınız, fona devrettikleriniz babanızdan mı kaldı?” diye sordu.
Akşener’in konuşmasından satırbaşları şunlar:
'HAYIR' DİYENLERE VATAN HAYİNİ Mİ?
Hayır tercihini yapan vatandaşların hain ve benzeri suçlamalara maruz kaldığını ifade eden Akşener şunları söyledi: “'Hayır' diyenleri koskoca cumhurbaşkanının terör örgütü üyeliğiyle suçladığı, başbakanın ve bakanların 'terörist, hain, FETÖ'cü, PKK'lı' gibi yaftalarla suçladığı kampanyalarla karşı karşıyayız. Demokrasilerde en önemli unsur seçimlerin yapıldığı, 16 Nisan'da yapılacak olan referandumda olduğu gibi milletin, erkeklerini, kadınların, yaşlıların tüm iradesiyle gidip sandığa ne istiyorsa o tercihte bulunduğu, hiçbir tercih üzerinden herhangi bir baskının yapılmadığı, devlet gücünü kullanan muktedirlerin yumruğunun bir demir gibi kafasına inmediği ve herkesin tercihlerinin saygı gördüğü bir sistemde demorkasimizin en önemli özelliği millet iradesinin seçimlerle tecelli etmesidir.”
HAYIRCILAR ARASINDA TERÖRİST YOK
Hayır diyenlere Terörist dendiğini hatırlatan Meral Akşener solandakilere dönerek arka arkaya şu soruları sordu:
-Bu solanda teröristlerle masaya oturan var mı?
-Bu salonda Haburda teröristlere çadır mahkemeleri kuranlardan kimse var mı?
-Bebek katiline ‘Sayın Öcalan, Bilge lider’ kimse var mı?
-21 Mart’ta Diyarbakır’da Şivan Perver ile megre megri türkü söyleyen, bebek katilinin mektubu okunurken o hazirunun içinde olan var mı?
Her sorunun yanıtına salondan ‘Hayır’ yanıtı alan Akşener, ‘Demek ki hayırcılar arasında terörist yokmuş’ dedi.
HAYIRCILAR ARASINDA FETOCÜ DE YOK
Meral Akşener daha sonra bu kez fetö bağlantılı olarak şu soruları sordu
-Bu salonda; Türkçe olimpiyatlarında gözyaşları akıtan var mı?
-Bu salonda; dershanelere, okullara destek olan biri var mı?
-Bu salonda; Çok özledim seni.. Gel artık hocam. Hasretinden yandı gönlüm diyen var mı?
-Bu salonda; Vatandaşın çocuklarının hakkı gasp edilip, sorular çalınırken onların sırtını sıvazlayan kimse var mı?
Bu sorulara da salondakilerden ‘Hayır’ yanıtı alan Akşener, ‘Demek ki neymiş. Hayırcılar arasında Feticüler de yokmuş” tespitini yaptı.
ONURUMUZ İÇİN ACIMIZDAN ÖLMEYE HAZIRIZ
Yapın yaptırımları, hay hay peşinde duralım. Biz onurumuz için acımızdan ölmeye hazırız. Siz de gereğini yapın. Fakat içimizden ince ince de hep bir şey geçti. One minute olmuştu hatırladınız mı? One minute deyince dövüşüyoruz zannettik, yaptırımlar gelecek zannettik ama bir baktık İsrail’i korumak için patriot konmuş. Sonra Hollandalılar Adana’ya koymuş. Daha enteresan bir şey var; hatırlıyor musunuz 2004’te Avrupa Birliği için imzalar atılmıştı. Meşhur Papa’nın kolları arasında. O günün Hollanda Başbakan’ı AB dönem başkanı, cebinden altın bir kalem çıkardı, bizimki imzaladı, hediye alındı. Şimdi çok merak ediyorum bu kalem iade edildi mi iade edilmedi mi? İlk yaptırım olarak buna da razıyız.
2004’te attın imzayı, Hollanda Başbakan’ının kalemini cebine koydun, 10 gün evvel Petrol Ofisi’ni sattın. Numan Kurtulmuş da çıktı büyük yaptırımlar olacağını söyledi. Hay hay, hemen yapın biz de arkanızda duralım diyoruz hep beraber. Fakat Mehmet Şimşek çıktı ve ‘kardeşim ne yapıyorsunuz siz? Böyle bir şey olmaz, ne yaptırımı?’ dedi. Şimdi ne oldu bilmiyorum.
KEÇİ ADASI'NA GİTMEYECEKSENİZ BEN GİDERİM
Bu arada Keçiadası’na, tapusu bizim olan, Muğla’dan yüzme mesafesinde olan Keçiadası’na Yunan Cumhurbaşkanı yanında askerleriyle beraber çıktı ve bayrak dikti. 154 civarında adamız var bir kısmı itilaflı ama bu tapulu. Onu hiç kimse dikkate almadı. ‘Avrupa Avrupa canınızı okuyacağım’ diyenlerin -buna bizimki de dahil- Keçiadası’nı kimse dikkate almadı. Bunu bir tarihçi olarak söylüyorum; Güneydoğu’da toprak kaybedilmez, ama Batı’da toprak kaybedilir. Adalarla kaybedilir, Kıbrıs’ta kaybedilir.
Keçi Adası’nı ağzına alan yok. Egemenlik haklarımız ihlal edildi. Ne Balgat’tan çıt var, ne Beştepe’den, ne Çankaya’dan… Bu Keçi Adası’na bir kişi gitmediği gibi, o bayrağı indiren olmadığı gibi, kınayan da olmadı. Neden dersiniz? Çünkü orada seçmen yok. Her gittiğim yerde şunu söylüyorum; sayın Cumhurbaşkanı ve sayın Başbakan, Keçi Adası’na gitmelisiniz. Siz gitmiyorsanız ben gideceğim.
Savaş yetkisinin verildiği, isterse savaş ilan edebileceği, isterse eyalet ve şehir kamusal idari alan kurabileceği yetkinin bir kişiye verildiği bir Anayasa, gerisine gerek yok o Anayasa’ya kesinlikle ‘hayır’ diyeceğiz.